Dağlarında hâlâ doğal, aşılanmamış, yabani halleriyle yetişen kahve ağaçlarının olmasından dolayı Etiyopya (eski adıyla Habeşistan) kahvenin anavatanı olarak kabul edilmektedir.
Hikaye o ki keçi çobanı Kaldi’nin kahveyi keşfetmesi ile ilgili bir efsane de var ve birçok kahve uzmanı, kahvenin tarihi yolculuğu 575 ile 850 yılları arasında Etiyopya’dan başladığına dair hemfikirdir.
Rivayete göre Kaldi fark eder ki; keçileri bir ağacın meyvesini yedikten sonra neşeli ve mutlu olurlar, geceleri de pek uyumak istemezler. Kaldi bu ağacın meyvelerinden toplayıp, yeni keşfini paylaşmak için yakında kalan o zamanın Sufi dervişlerine gider. Çekirdeklerin marifetini dinleyen Sufi dervişler ilk başta bu fikri onaylamaz ve çekirdekleri ateşe atar. Ateşe düşen çekirdekler ateşin sıcağı ile kavrulmaya başlar ve her tarafa bildiğimiz o nefis kahve aroması yayılıyor ve böylece kahvenin serüveni Medeniyet Kahvesi olarak devam ediyor.
Afiyet olsun!